İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | be capable of f. | yapabilmek | ||
The organism was found to be capable of photosynthesis. Organizmanın fotosentez yapabildiği tespit edildi. More Sentences |
||||
Genel | capable of s. | yapabilir | ||
I'm capable of doing that. Bunu yapabilecek kapasitedeyim. More Sentences |
||||
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | capable of (doing something) s. | (bir şeyi) becerebilir | ||
Only Tom is capable of that. Bunu sadece Tom becerebilir. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | feel oneself capable of f. | gözüne kestirmek | ||
Genel | be capable of f. | yeterliliği olmak | ||
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | capable of (doing something) s. | (bir şey) yapabilir | ||
Law | ||||
Hukuk | capable of discriminating i. | farik ve mümeyyiz | ||
Hukuk | capable of being distrained s. | haczedilebilir | ||
Hukuk | capable of being distrained s. | haczi mümkün | ||
Technical | ||||
Teknik | capable of breathing i. | nefes alabilir | ||
Teknik | capable of breathing s. | nefes alır | ||
Teknik | capable of breathing s. | soluk alır | ||
Teknik | capable of breathing s. | soluk alabilir |